Garipçe
|
Alkol yok, dediler burada. Şalgam suyu acılı olsun, dedik biz de. Rakının kokusunu beynimle hissettim. Biraz yağmur, biraz deniz suyu ıslanırken üzerimde bir kaç polar şal - saçlarımda arılar ve çalışmayan bir ısıtıcı... Rüzgar da var - bol bol huzur da. Fotoğraf çekmek ne güzel masaya henüz kalamarlar gelmemişken. Midye de olsun, pul biber ve yağ içinde, dedik. Balıklar, şundan şundan. Salata, şöyle. Dedi ki, o film burada çekilmiş, çok kasvetliydi ama burası çok güzel... O evde.. Soğukta.. Film evet, izledim mi hayır. Adı yok aklımda, Ghobadi çekmişti. Hatırladım, Gergedanın Son Şiiri... Sigaramın kısalışına baktım, ucunda esen küllere.. Kısa bir filmdeyim sandım, öyle üşüdüm öyle üşüdüm ki polardan bir kütleydim.
Yine de yavaş, sakin ve hak ettiği gibi yedik balıkları. Şalgam suyu hep daha önce biter, öyle oldu yine. Salatanın son parçaları çatala gelmez; hesap ödenirken çay içilir... Huzurrrrr.....