Harun's Paradise - Tuzla
Bazen öyle durursun sadece... Durduk.. Deniz tuzlu biliyorum. Havada erimiş tuz var, bazıları yüzüme çarpıyor. Hatta kollarımdaki nem bile tuzlu.. Yaz için karar vermemiştik henüz, bitti mi sahiden. Bir yerlerde devam ediyor olmalı. Ama burada - şimdi - Eylülse Eylül - yaz bitmemek için çok güzel direniyor. Durmak, sadece durmak, sonbahara özgü bir şey olmalı. Kafa içleri daha sakin bir müzikle dalgalanır ya ondan diyorum. İşte o durdurur insanı. Ağır akan düşünceler her zamankinden farklı kafa yapar. Biraz üşüme - biraz ürperme - biraz buzlu buzlu yutkunma... Benim mi? Bacaklarım anarşist hep sonbaharda. Çorap elimin tersiyle ittiğim, ayaklarımla itelediğim bir kelime. Değişir yine de bazen içtiğim - hiç ummadığım bir esintide bira içesim gelir. Yanında çoğu zaman patates, zaman zaman karides. Karabiber, kimseler bilmez, bira altı eşsizdir. Kolayca karar verirsin işte boğazın hafiften biber yanığı olduğunda. Gelmiş sonbahar. Gelsin. Düşünmeye yer açar güzel güzel. Aklım daha hoş karışır, gördüğüm en küçük detayda imge vurur beynime. Gelsin sonbahar.
|
No comments:
Post a Comment