Harun's Paradise - Tuzla |
Bazı görüntüler vardır, fincanın kenarı kırık - küllük dolu - perdeler kapalı... Hava lazım işte o zaman. Düşlere, düşüncelere, bedene ve zihne. İçimize yerleşen en karamsar dekoru taşımak lazım açık havaya. Eski kötü günler, yeni acabalar, sürüp giden sıkılmalar açık havada pişmeli. Ayar, şu sıralar en sevdiğim söz. Ayarı var hepsinin. Ne güneşle boğmalı eski anıları, ne de yağmurda ıslatmalı yepyeni-cilalı-taze zamanları. Ayarı var. Kısık ışıkta buharlaşmasını beklerken iç bunaltılarının bilmelisin zamanı gelince de dinlenmeye bırakmalı bir yudum kahve eşliğinde. Bu tarif "yavaşça yakalanan huzurun tarifi". Şart mı? Elbette değil. Yaratıcılığın düşmanıdır derler yavaşça yakalanmış huzur için. Ama yarattıysan o huzuru yavaşça yakalayana kadar geçen zamanda zaten devam edersin yaratmaya. Yazmaksa yazmak.. Güzel de yazılır, göbeğin çatladıysa o ana gelene dek. Mutluluk sanatı öldürmez. Öldüresi gelir insanın, ondan hep suç atılır huzur yaratıcılığın düşmanı diye.
Harun's Paradise - Tuzla |
Ne diyorduk, havalandırmak lazım ara sıra zihinleri. İyi gelir.. Hem de ne iyi.. Bazen cennette olmak her şeyden iyidir - karmaşanın ortasında yalın bir dirilik katar insana. Öyleyiz burada. Öyleyim. Bu detay cennetinde bir kaç saatliğine arınmaya gelmişiz meğer. Ne iyi etmişiz.
Siz de arının:
No comments:
Post a Comment