September 18, 2010

Karar Anı İşkencesi


Gümüşlük


Hayat bir kaç kez kıvrım yapar, kavşaklar ve yol ayrımlarıyla sürprizlenir ya hani... Keşke hiç olmasa, hep başladığı gibi sürüp gitse.  Alışkanlığın rahatlığı neyde var başka? Rutinin huzuru, tahmin edilebilirin konforu... Basit ve sıradan şaşkınlıklara eyvallah - biten zeytinyağıyla tedbirsizliğe ahlanmak kadar olmalı şaşırma sınırı. Ya da güpegündüz seyrettiğin filme dalıp gitmeli zihin. Öyle bir dalmalı ki akşam olmuş çoktan, ne çabuk geçmiş şaşırıp kalmalısın.

Sevmem ben öyle karar anlarını. Hangisi daha iyiyi, ölçüp biçmeyi, artıları-eksileri teraziye koymayı. Ya iyidir ya kötüdür.. Neden hep, karar anında iki seçenek de değerlendirilir... Gitmeli mi kalmalı mı; kabul etmeli mi etmemeli mi; evet mi demeli hayır mı demeli... Bu kadar netken soru, cevap vermek her ikisine de açlık köpüren bir işkence oluyor, neden?

Gürültülü ruhumuzu damıtıp kalan ne kadarsa artık, onu da alıp karar vermelerden uzağa kaçalım diyorum - sen ne dersin? Sabah kaçta uyandığımızın önemi olmayan bir yere... Bu kadar işte - tek şartım...

No comments:

Related Posts with Thumbnails