July 18, 2010

Umut Ağacı

Ağlamaktan gözleri şişmişti. En kötüsü ağlanmış göze makyaj yapmak, bunu herkes bilir. Ama o bilmiyordu sanırım. Makyajını silmesini söyledim - beni dinlemedi. Silip buz koymalıydı göz kapaklarına. Ona Frida Kahlo'dan bahsetmek istedim. Umut Ağacı (Tree of Hope) tablosunun karşısında durmalıydı. Elinde bir torba buzla... Tek gözle bakmalıydı Frida'nın güneşine. Bir gözü buz gibi soğurken diğer gözünden yaşlar akmaya devam etmeliydi. Ama o makyaj yapmıştı. Altın sarısı kabarcıklar şeklinde gözüme takılıyordu şişmiş göz kapakları. Bu halde umut ağacından ona bir fayda olamazdı. Önce makyajını silmeliydi ancak sonra Frida'yı anlatabilirdim ona. Bilgisayarına bakmaya devam etti. Sağ eli tık tık geziniyordu mouse'ta, sol eli yanağında. Altın sarısı ona hiç yakışmıyor. Göz kapaklarındaki parlaklık beni deli ediyor, gözleri parlamadıktan sonra bu aldatmaca içimi bulandırıyor. Yanına yaklaşıp ekranına baktım. Magazin haberlerinden beyninin ağlamaya devam eden köşelerine birer doz enjekte ediyordu. Uyuşması onu iyi edecek. Akşama en sevdiği dizinin tekrarı var. Yarına bir şeyi kalmaz.

No comments:

Related Posts with Thumbnails